Çirkin, kafa karıştırıcı veya eski moda bir ürün ortaya çıkardığınızı duymak kolay bir şey değil. İnternette her şeye burun kıvıran bir kitle olduğunu ve bu insanların saçma sapan laflarla can sıkmaya bayıldığını hepimiz biliyoruz. Hiçbir şeyi beğenmemek üzerine programlanmış bu kitle bir yana, bazı durumlarda aldığınız olumsuz geri bildirimler size fayda sağlayabilir.
Mesela eleştirmenlerin 2016 yılında Jotform hakkında söyledikleri doğruydu. Ürünümüz 10 yaşındaydı ve tasarımımız artık eskisi gibi canlı ve modern değildi. Her şey yolunda gidiyor gibi görünse de üründe büyük bir değişikliğe gitmemiz gerektiğinin farkındaydım. Bunun için oyunun gidişatını değiştirecek, önemli bir özellik yayınlamamız gerekiyordu.
İşe yeni başladığınız zamanlarda ürünlerinizde değişiklikler yapmak çok daha kolay oluyor. Gözler henüz üzerinize çevrilmemişken istediğiniz kadar hata yapabiliyorsunuz. Ama Jotform gibi 4 milyonu aşkın kullanıcısı ve 12 yıllık geçmişi olan bir şirketseniz işler biraz daha zorlaşıyor.
2016 yılında eleştirmenlerden gelen yorumlar bizim için yol gösterici oldu. Aylarca dişimizi tırnağımıza takarak çalıştıktan sonra 2017 yılının başlarında ürünümüzün kalbi olan Form Oluşturma Aracının yeni versiyonunu piyasaya sürdük.
Sonunda çabalarımız boşa gitmediği için mutluyduk.
Ürünün yeni versiyonu 2017 yılının sonuna kadar bize bir milyona yakın yeni kullanıcı kazandırdı. Form aracını yenileyerek hem ürünü canlandırdık hem de kendimize akıllıca bir ürün lansman stratejisi belirledik.
Ürününüzü gözlerden uzakta ya da spot ışıkları altında piyasaya sürecek olmanız fark etmez; kendinize net bir strateji belirlemelisiniz. Stratejinizin iki ana noktası olmalı:
1. Yayınlayacağınız bir sonraki şey NE olmalı?
2. Yeni ürün, sürüm ve özellikleri NASIL yayınlamalısınız?
Bu konuda deneme ve yanılmalarla geçen 10 yılda öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
1. Yayınlayacağınız bir sonraki şey ne olmalı?
Önce şirket verilerinizin altını üstüne getirin
2016 yılında eleştirmenlerin şikayetlerine kulak verdik ve tüm yılı Form Oluşturma Aracına yeni bir soluk getirmeye ayırdık. 2017 yılında ise öğrendiklerimiz ve ortaya çıkardığımız yenilikler hepimizin ortak heyecanı oldu. Başka bir büyük projeye daha girişmek için sabırsızlanıyorduk.
Verilere fazla güvenmeniz yaratıcı çözümleri görmenize engel olabilir ama verilerden belirli düzeyde yararlanmak çığır açan yeniliklere zemin hazırlayabilir.
2017 yılında yayınlayacağımız yeniliği belirlemek için SWOT analizi gerçekleştirerek site trafiğini izledik. Bu çalışmanın sonucunda örneğin, her gün 3,5 milyondan fazla form kullanıldığını ve bu sayının ayda 90 milyona ulaştığını öğrendik. Formlar, ürünümüzün açık ara en çok rağbet gören kısmıydı.
Bu yüzden 2017 yılını formları yeniden tasarlamaya ayırdık ve 2018 yılında Jotform Kartlar ürününü piyasaya sürdük.
Müşterilerinizle konuşun ve onlara stratejik sorular sorun
2018 yılının büyük projesini kullanıcılarımızın seçmesini istiyorduk. Birçok müşterimizle görüşüp onlara şu soruları sorduk:
İşinizde karşılaştığınız en büyük zorluk nedir?
Ürünümüzle ilgili yaşadığınız en büyük sorun nedir?
Şu anda bronz plandaysanız ne olsa altın plana geçerdiniz?
Açık uçlu ama net sorular sormak önünüzdeki fırsatları ve ihtiyaçları açık bir şekilde görmenize yardımcı olur. Böylece müşterilerinizin sıkıntı yaşadığı noktaları belirleyebilir veya hangi adımların kullanıcı deneyimini iyileştireceğini görebilirsiniz.
Farkındaysanız müşterilerimize “Ürünümüzden ne bekliyorsunuz?” diye sormuyoruz çünkü herkes için bu sorunun net bir cevabı olmayabilir. Ne de olsa hiçbirimiz Instagram çıkmadan önce “Ah keşke bol bol fotoğraf paylaşacağımız bir sosyal medya platformu olsa.” demiyorduk.
“İnsanlara ne istediklerini sorsaydım daha hızlı giden at üretirdim.” – Henry Ford
Projelerinizi tek başınıza planlamayın
Bir girişimci olarak ofisinize kapanıp aklınızdaki tüm sorulara cevap bulana kadar dışarı çıkmamanız gerektiğini düşünüyor olabilirsiniz. Ama bunun yerine, büyük projeler ve piyasaya süreceğiniz yenilikler konusunda karar verirken ekibinizden destek almayı deneyin. Ekibiniz yoksa bile projenizi güvendiğiniz birkaç arkadaşınızla veya meslektaşınızla paylaşın.
Fikrinizi paylaştığınızda insanların tepkisi ne oluyor? Projenin insanların ilgisini çektiğini açıkça görebiliyor musunuz; yoksa beklediğiniz heyecan dolu tepkiyi alamıyor musunuz?
Projenizin lideri sizsiniz ve son karar size ait olacak. Ama fikirler başkalarıyla paylaşıldığında büyür ve filizlenir.
Planınız, paylaştığınız insanların ilgisini çekiyorsa doğru yolda olduğunuzu anlayabilirsiniz. Aksi takdirde bir şeyleri gözden geçirmeniz gerekiyordur.
Peki, yayınlayacağınız bir sonraki yenilik ne olmalı?
Büyük projelerinizde yol gösterici olarak kullanabileceğiniz stratejileri şöyle özetleyebiliriz:
- Müşteriler geri bildirimlerine kulak vermek (iyi veya kötü)
- Şirketinizle ve ürününüzle ilgili verileri incelemek
- SWOT analizi ve stratejik planlama yapmak
- Müşterilerle, kullanıcılarla ve ortaklarla görüşmek
- Heyecanın peşinden gitmek (tabii ki mantık sınırları çerçevesinde)
2. Yeni ürün, sürüm ve özellikleri NASIL yayınlamalısınız?
Jotform’un ilk 10 yılında iki farklı yaklaşımla ilerledik.
İlk başlarda sessizce çalışıyorduk. Gözlerden uzakta ürünümüzü geliştiriyor ve günün birinde yeni icadımızı sahneye çıkarıveriyorduk. Ama bu yaklaşımımız tam bir felaketle sonuçlandı. Kapalı kapılar ardında çalışmak, önemli geri bildirimlerden mahrum kalmamıza sebep oldu. Nihayetinde karmakarışık ve hatalarla dolu bir ürün ortaya çıkardık. Müşterilerimiz ürünün yeni halinden hiç memnun değildi; hatta birçoğu ürünü eski haline döndürmemizi istiyordu. Bu olay sonucunda kaybettiğimiz müşterilerimiz bile oldu.
Sonrasında Eric Ries ve Yalın Startup yaklaşımıyla tanıştım. Sürekli geliştirmeler yayınlama uygulaması bana ilham kaynağı oldu. Eski yaklaşımımızı değiştirip sürekli olarak küçük değişiklikler yayınlamaya başladık. Bu küçük değişiklikler zaman içerisinde üründe büyük farklılıklar ortaya çıkarıyordu. Bütün güncellemeler sahne arkasında sessiz sedasız gerçekleştiriliyordu.
Peki, bu yaklaşımın sorunu neydi?
Bu şekilde yenilikleri sessiz sedasız yayınladığınızda kimsenin dikkatini çekmezsiniz. Yani bloglarda, teknoloji sayfalarında ve hatta ana akım medyada haberlere konu olma fırsatından mahrum kalırsınız.
Bizde de durum tam olarak böyle oldu. Sessizce çalıştığımız için üründe yaptığımız değişiklikleri müşterilerimiz bile fark etmiyordu. Haftada birçok kez ürün güncellemesi yayınlıyor olsak da insanlar hiçbir şeyi güncellemediğimizi düşünüyordu.
Bu yaklaşımımız da fiyaskoyla sonuçlandıktan sonra melez bir yaklaşım benimsemenin zamanı geldi diye düşünmeye başladık.
Artık her yıl büyük ve iddialı bir yenilik yayınlarken yıl içerisinde de sürekli olarak geliştirmeler yapmaya devam ediyoruz. Gelin, sizlere bu yaklaşımı faydalı bulmamın sebeplerini açıklayayım.
Sahne arkasında testler gerçekleştirirsiniz
Jotform olarak, sürekli güncellemeler yayınlarken bir yandan da büyük projeleri küçük bir kullanıcı grubu üzerinde denemeye devam ediyoruz. Bu kullanıcı grubundan ürünle ilgili geri bildirimde bulunmalarını ve üründe karşılaştıkları hataları belirtmelerini istiyoruz.
Test grubundan gelen şikayetleri can kulağıyla dinleyip bunlara göre ürünümüzü geliştirmeye çalışıyoruz. Bu sayede piyasaya sürmeyi planladığımız yenilikte sorunlar olsa bile geniş bir müşteri kitlesini etkilemeden sorunları çözebiliyoruz.
Ekip olarak çalışabilirsiniz
Melez lansman stratejimizi uygularken her detayı dikkate almaya özen gösteriyoruz. Ben temel olarak strateji konusuna odaklanıyorum; yazılım uzmanlarımız, tasarımcılar ve ekibimizdeki diğer herkes de en iyi yaptığı işe odaklanıyor.
İşbirliğine dayalı çalışma modelimiz sayesinde kapsamlı yeniliklere imza atıyoruz.
Detaylı planlamalara vakit ayırırsınız
Bir ürün veya yeniliği piyasaya sürmeden en az iki ay önceden yayın öncesi, yayın günü ve yayın sonrası olmak üzere üç farklı planlama gerçekleştiriyoruz. Herkes görev ve sorumluluklarını öğreniyor ve her şeyin sorunsuz ilerleyeceğinden emin olmaya çalışıyoruz.
Planlamalara erkenden başlarsanız büyük gün gelip çattığında kimsenin endişeden eli ayağına dolaşmaz. Zaman daraldıkça stres seviyeniz yükselse de yaptığınız detaylı planlamalar sayesinde önemli noktaları gözden kaçırmazsınız.
Eserinizi güzelleştirecek zamanınız olur
Yeni ürünlerde birçok hata bulunur. Bundan kaçamazsınız ama hataları verimli bir şekilde saptayabilirsiniz.
Jotform’da yazılım ekibimizle birlikte ürünümüzdeki hataları e-posta üzerinden günlük olarak takip ediyoruz. Ayrıca sürekli olarak güncellenen bir hata listemiz var ve en eskilerden başlayarak sorunlara bir bir çözüm getiriyoruz.
Sürekli geliştirme yaklaşımımız gereği küçük güncellemeleri devamlı olarak yayınlıyor olsak da herkese lanse edeceğimiz büyük bir yenilik kendimizi göstermemiz için önemli bir fırsat niteliği taşıyor.
İlk izlenim önemlidir; bunu da kullanıcılarınız üzerinde oluşturacağınız bir ilk izlenim gibi düşünebilirsiniz. Yani ürününüzü sürekli geliştiriyor olsanız da sahnede parlamak için tek bir şansınız var.
Bu söylediğimi Apple örneği üzerinden açıklayayım. Apple, ilk başlarda şık görünümlü ve kusursuz ürünler piyasaya sürerek çıtayı bir anda yükseltti. İlk izlenimin gücünü kullanarak ve kullanıcılarının isteklerini doğru tespit ederek standartlarını yüksek belirlemeyi başardı.
Neden biz de insanlar üzerindeki ilk izlenimimizi güçlü tutup ilerleyen zamanlarda yüksek standartlar üzerinden çalışmaya devam etmeyelim?
İnsanlarla etkileşiminizi özelleştirebilirsiniz
Dikkatlice hazırlanmış ve uzun vadeli bir planlama, pazarlama ekibinizin hedefe yönelik kampanyalar düzenlemesine olanak sağlar.
Mesela biz Jotform Kartlar’ı piyasaya sürmeye hazırlanırken pazarlama ekibimiz de kişisel e-postalarla ürünü tanıtmanın yollarını arıyordu. Burada “kişisel” kelimesinden kastım, sadece e-posta başlığını değiştirmek değil.
Asıl amaç, bulunduğunuz sektörde yer edinmiş insanlarla aranızda gerçek bir bağ kurmak.
Kendinize bir başarı ölçütü belirleyebilirsiniz
Kullanıcılarınızdan geri bildirim aldınız ve müşterilerinizi can kulağıyla dinleyerek ürününüzü geliştirdiniz ama ürünün başarısını neye göre değerlendireceksiniz? Başarı ölçütleriniz neler?
Jotform olarak biz, başarımızı değerlendirirken aktivasyon oranlarını temel alıyoruz. Örneğin, “Bir ayda Jotform’a kaydolan 100 kişiden kaçı sonraki ay da ürünü kullanmaya devam ediyor?” sorusu üzerinden ilerliyoruz.
Eylül 2017’de Jotform Kartlar’ı yeni kullanıcılardan oluşan küçük bir test grubuyla denemeye başladık. 2018 yılının başlarında bu gruptaki kullanıcı sayısı 200.000’e ulaştı.
Bu şekilde sınırlı sayıda kullanıcıyla denemelere başlarsanız mevcut ürünle yeni versiyon arasındaki farkı kolayca görebilirsiniz. Bizim örneğimizde Jotform Kartlar sürümü daha yüksek aktivasyon oranı sağlamıştı. Sonrasında bunun sebeplerini araştırmaya koyulduk.
Nasıl bir fark yaratacaksınız?
Neyi nasıl lanse etmeli diye konuşurken önemli bir noktayı atladım sanırım. Bu süreçte yönünüzü belirlerken önce kendinize “En büyük etkiyi ne yaratır?” diye sorun.
Ne olursa olsun yaptığınız işe ve harcadığınız zamana kıymet verin. Hayata değer katma şansını elinizde tuttuğunuzu unutmayın. İçgüdülerinize güvenin ve dünyayı güzelleştirmek için çalışmaya devam edin.
Yorum Gönder: